- Amerika
- 04.07.2025 17:02
Amerika’daki Türk toplumu kültürel mirasını ve kimliğini sanat yoluyla yaşatmaya devam ediyor. Bu yolda önemli bir rol üstlenen TAASNY Tiyatro Kumpanyası, yankı uyandıran tiyatro projesi “Monologlar” ile 12 Temmuz’da New York Türkevi’nde sezon finalini gerçekleştirecek.
Amerika’daki Türk toplumu kültürel mirasını ve kimliğini sanat yoluyla yaşatmaya devam ediyor. Bu yolda önemli bir rol üstlenen TAASNY Tiyatro Kumpanyası, yankı uyandıran tiyatro projesi “Monologlar” ile 12 Temmuz’da New York Türkevi’nde sezon finalini gerçekleştirecek.
Tek kişilik performanslardan oluşan bu özel yapım, göç, kimlik, kadınlık, yalnızlık ve umut gibi evrensel temaları sahneye taşıyor. Her bir karakterin iç dünyasını tek başına yansıttığı oyun, izleyicide derin duygusal bağlar kurmayı başarıyor.
TAASNY Başkanı ve Genel Sanat Yönetmeni İbrahim Yazıcı, oyunların Türkevi’nde sahnelenmesinin sembolik değerine dikkat çekiyor:
“Bu gösterileri Türkevi’nde yapmamızın çok özel bir tarafı var. Biliyorsunuz, adı üstünde: Türk Evi. Yani hepimizin evi. Burası sadece konsolosluk işlemlerinin yapıldığı bir bina değil; halkımızın bir araya geldiği, kültürle buluştuğu bir merkez. Gerçekleştirdiğimiz her etkinlikte ilk kez Türkevi’ne gelen insanlar oluyor. Binayı gezmek, terasta dalgalanan bayrağımızın altında fotoğraflar çektirmek istiyorlar. Bu da halkımızın milletine, kültürüne ve bayrağına olan hasretini gidermesine vesile oluyor. Türkevi bizim evimizdir; tiyatroyla burada halkımız, bayrağıyla yeniden kucaklaşıyor.”
“Monologlar”, klasik ve çağdaş Türk tiyatrosundan esinlenerek sahneye taşınan dokuz bağımsız karakterin hikâyesinden oluşuyor. Her oyuncu sahneye tek başına çıkarak bir bireyin içsel dünyasını seyirciyle buluşturuyor. Göçmen deneyimi, bastırılmışlık, aidiyet ve direnç gibi temalar, farklı seslerle işleniyor.
Oyun, izleyiciye hem kültürel bir yakınlık hem de evrensel bir içsel yolculuk sunuyor.
Yaratıcı Kadro ve Oyuncular
* Yönetmen: Bedirhan Sezer
* Oyuncular:
* İbrahim Yazıcı (TAASNY Başkanı)
* Kutay Manfurat (TAASNY Başkan Yardımcısı)
* Zeynep Tuncer
* Ayten Ölmez
* Aynur Ölmez
* Metin Şentürk
Oyuncular sahnede göçmen bir kadının iç konuşmasından, sistem içinde sıkışmış bir bireyin itiraflarına kadar pek çok sesi izleyiciyle buluşturuyor. Her biri, kendi karakterini özgün bir duyguyla taşıyor.
Yönetmen ve oyuncu Bedirhan Sezer, projeye dair şu ifadeleri kullandı:
“Monologlar bizim için çok özel bir yapım. Göçün içsel taraflarını, bireyin yalnızlıklarını sahneye taşıyoruz. Bu oyunu hem kendimizi ifade etmek hem de seyircinin kendiyle yüzleşmesini sağlamak için kurguladık. Sezon finalinden sonra da kültürel üretim devam edecek. Karagöz-Hacivat gibi geleneksel tiyatro oyunlarımızla birlikte, çocuk müzikalleri, edebiyat günleri, kısa film festivalleri ve New Manhattan Sinfonietta Orkestramız ile Müzik Direktörümüz Şef Gürer Aykal yönetimindeki konserlerimiz sürecek.
2025–2026 sezonu, TAASNY için pek çok farklı projenin hayat bulduğu çok yönlü ve üretken bir dönem olacak.
Özellikle Karagöz, bizim için yalnızca bir sahne geleneği değil, kültürel bir gurur kaynağı. Her yıl birçok eyalette farklı formatlarda sahneliyoruz ve bu geleneği sürdürmeye kararlıyız.”
TAASNY Başkan Yardımcısı ve oyuncu Kutay Manfurat, tiyatronun sahneleme gücüne dikkat çekiyor:
“Bir metni sahneye koymak tek başına yeterli değil. Duyguyu teknikle desteklemek, sahne deneyimini gerçek kılmak gerekiyor. Ses, ışık, atmosfer… Bunların hepsi sahnedeki hissi pekiştiriyor. Tiyatro artık sadece anlatmak değil, yaşatmakla ilgili. Biz de bu vizyonla her oyunu izleyiciye unutulmaz kılmaya çalışıyoruz.”
Monologlar oyunu, 12 Temmuz Cuma akşamı saat 19.00’da New York Türkevi’nde sezon finaliyle sahnelenecek. Katılım ücretsiz olmakla birlikte, $30 bağış öneriliyor. Katılımcılara UV baskılı özel afişler hediye edilecek. Oyun, daha önce 31 Mayıs’ta prömiyerini yapmış ve büyük ilgi görmüştü. Seyirciler arasında ilk kez Türkevi’ni ziyaret eden birçok kişi, binayı gezip terasta Türk bayrağının altında hatıra fotoğrafları çektirmişti.
TAASNY Tiyatro Kumpanyası, “Monologlar” ile sahneye yalnızca karakterler değil, kimlikler, duygular ve kültürel hafıza da taşıyor. New York’ta bir sahnede yükselen bu ses, diasporanın hikâyesini yeniden yazıyor: “Bu bizim sahnemiz. Bu bizim hikâyemiz.”