Yeni dönem hedefi: Türk lobiciliğini kurumsal bir zemine oturtmak

Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu Başkanı Gülay Aydemir, Efe Kılıç’ın sorularını yanıtladı. Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu’nun ilk kadın başkanı olan Gülay Aydemir, “Yeni dönem hedefimiz: Türk lobiciliğini kurumsal bir zemine oturtmak” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 21.05.2025 11:13
  • Güncelleme Tarihi : 21.05.2025 11:13
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Yeni dönem hedefi: Türk lobiciliğini kurumsal bir zemine oturtmak haberinin görseli

Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu Başkanı Gülay Aydemir, Efe Kılıç’ın sorularını yanıtladı. Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu’nun ilk kadın başkanı olan Gülay Aydemir, 10 yıldır federasyon çatısı altında bulunduğunu belirterek “Eğitimi, toplumsal katılımı ve kültürel birlikteliği çok önemsiyorum” dedi. Federasyonun son aylarda olağanüstü bir kurumsal saldırıyla karşı karşıya kaldığını belirten Aydemir, saldırılara karşı güç birliğinin önemine dikkat çekti. Aydemir, “Bu süreçten yalnız değil, toplumla birlikte çıktım. Başkanlık görevine 20 aktif derneğin 100 delegesinin oyu ile geldim. Ancak oylardan da önemli olan; kriz anlarında Federasyonun etrafında kenetlenen aktif derneklerimizin, icra kurulumuzun, komitelerimizin, gönüllülerimizin ve halkımızın güçlü desteğidir” diyerek geleceğe bırakacakları önemli bir mirasın büyük sorumluluğuyla hareket ettiğini söyledi.  
Efe Kılıç: Sayın Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu başkanım, siz aynı zamanda Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu’nun (TADF) ilk kadın başkanısınız. Röportajımıza başlamadan önce sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
Gülay Aydemir: Elbette memnuniyetle. 2010 yılında İstanbul Tersanesi Komutanlığı’ndan emekli oldum. Bir kızım var; İngiltere’de hukuk eğitimi aldı ve şu anda New York Baro sınavına hazırlanıyor. Brooklyn adında bir köpeğimiz var. Federasyon ailesine 10 yıl önce katıldım, son üç yıldır ise başkanlık görevini yürütüyorum. TADF’te başkanlık görevini üstlenmek benim için hem büyük bir onur, hem de sorumluluk. Federasyonun 66 yıllık tarihinde ilk kadın başkan olarak seçilmemin, özellikle genç kızlarımıza ilham vermesini diliyorum. Eğitimi, toplumsal katılımı ve kültürel birlikteliği çok önemsiyorum.


Efe Kılıç: Sayın Aydemir, Federasyon son aylarda olağanüstü bir kurumsal saldırıyla karşı karşıya kaldı. Sizce bu süreç yalnızca iç hukukla mı açıklanmalı, yoksa dış bağlantıları da olan organize bir senaryo mu söz konusu?
Gülay Aydemir: Bu süreci yalnızca tüzük ihlali, iç çatışma ya da bir kongre tartışması olarak görmek yetersiz olur. Bu, Türk toplumunun ortak hafızasına, örgütlü yapısına ve diaspora düzenine yönelik sistematik bir müdahaledir. Kimi bireylerin kişisel hırsları ön planda görünse de, perde arkasında çok daha derin ve organize bir itibarsızlaştırma çabası olduğu açık. Bu saldırıyı yalnızca bir koltuk mücadelesi değil, toplum iradesine yönelik bir algı operasyonu olarak değerlendirdik.
Efe Kılıç: Kriz dönemleri kurumları ya dağıtır ya da güçlendirir. Siz bu süreçten nasıl bir liderlik bilançosuyla çıktığınızı düşünüyorsunuz?
Gülay Aydemir: Açıkça ifade edeyim: Bu süreçten yalnız değil, toplumla birlikte çıktım. Başkanlık görevine 20 aktif derneğin 100 delegesinin oyu ile geldim. Ancak oylardan da önemli olan; kriz anlarında Federasyonun etrafında kenetlenen aktif derneklerimizin, icra kurulumuzun, komitelerimizin, gönüllülerimizin ve halkımızın güçlü desteğidir. Ben liderliği bir makam değil, bir sorumluluk ve karakter sınavı olarak gördüm. Polemiğe girmedim, geri adım atmadım. Çünkü muhatabım provokatörler değil, gelecek kuşaklara bırakacağımız kurumsal mirastı.
Efe Kılıç: Tüm bu süreç yaşanırken, Federasyon faaliyetlerine ara vermedi. Örneğin 23 Nisan etkinliği büyük bir katılımla gerçekleşti. Bu istikrarı nasıl sağladınız?
Gülay Aydemir: Çünkü bizim yapımız emirle değil, inançla yürüyen bir gönüllülük sistemidir. 23 Nisan’da 300’e yakın kişi yalnızca çocuklarını değil, umudunu, vatan sevgisini getirdi. Bu istikrarın sırrı; dernek başkanlarının cesareti, bize olan inancı ve toplumun güvenidir. Bu başarı kişilerin değil, birlikte hareket eden bir topluluğun eseridir.


Efe Kılıç: Kamuoyunun fazla bilmediği bir konuya gelelim: Federasyonun diaspora diplomasisinde “sessiz ortak” olarak yer aldığı konuşuluyor. Bu doğru mu?
Gülay Aydemir: Doğrudur. Ve bu, bizim en az konuştuğumuz ama en stratejik gücümüzdür. Federasyon yalnızca kültürel etkinlik düzenleyen bir kurum değildir. Zaman zaman diaspora diplomasisinde görünmeyen ama etkili bir kanal olarak görev alırız. Amerikan kurumlarıyla, diğer ülkelerdeki Türk topluluklarıyla ya da yerel karar alıcılarla temaslarımız olur. İsmen yer almayabiliriz ama masada Türk toplumunun sesi çoğu zaman bizim sesimizdir. Bu alanda “sessiz ortak” olmak bizim için bir zorunluluktur.
Efe Kılıç: Size yönelik saldırıların ardından toplumda hâlâ kafa karışıklığı yaratılmaya çalışılıyor. Bu süreçten sonra topluma ne mesaj vermek istersiniz?
Gülay Aydemir: Bu toplum çok şey gördü, çok şey yaşadı. Ve artık kimin neyin peşinde olduğunu çok net ayırt ediyor. Ben kimseyle kişisel rekabete girmedim. Ama Federasyonun kurumsal meşruiyetine yönelen her saldırıya karşı hukuk, ahlak ve toplum iradesiyle dimdik durdum. Bugün toplumumuz biliyor ki biz yalnızca bir kongre kazanan değil, aynı zamanda güven kazanan bir yönetimiz. Ve artık kimse Türk toplumunun hafızasıyla, aklıyla ve temsil yapısıyla oynayamaz.


Efe Kılıç: Türk Günü Yürüyüşü yaklaşıyor. Bu yılki yürüyüş sizce neyi temsil ediyor?
Gülay Aydemir: Bu yılki yürüyüş yalnızca bir gelenek değil, bir irade beyanıdır. Amerika’daki Türk varlığının, kültürel kimliğimizin ve dayanışma ruhumuzun açık bir ifadesidir. 42. yılında gerçekleşecek bu yürüyüş, tarihimizdeki en geniş katılımlardan biri olmaya aday. Bu yıl yürüyen yalnızca federasyon değil; çocuklarıyla gelen anneler, gençler, sanatçılar, gönüllüler, dernek liderleri… Hepsi omuz omuza olacak. Bu yürüyüş bir kortej değil, bir kararlılık gösterisidir.
Efe Kılıç: Federasyon başkanlığı gibi bir görev, kişisel yaşamınızda nasıl bir etki yarattı? Bu baskıyı nasıl taşıyorsunuz?
Gülay Aydemir: Açık söyleyeyim… Zor. Bir kadın, bir anne ve bir yurttaş olarak taşıdığım yük, bazen görünenden daha ağır. Ama bir şeyi hiç unutmadım: 1956’da kurulmuş bu köklü kurumu korumak, kişisel konforumdan daha önemli. Evet, bazen uykusuz kalıyorsunuz, bazen yüreğiniz acıyor. Ama bir çocuğun kendi kültürünü tanımasına vesile olduğunuzu gördüğünüzde, tüm yük hafifliyor. Bu görev benim için bir bedel değil, hayata anlam katan bir sorumluluktur. 


Efe Kılıç: ABD’de yükselen etnik lobicilik faaliyetleri karşısında, Türk toplumunun sesi yeterince duyuluyor mu?
Gülay Aydemir: Gerçekçi olalım, henüz yeterli değil. Ama bu sadece Federasyonun değil, her bireyin sorumluluğudur. Karşı taraf milyon dolarlık lobilerle çalışırken, biz gönüllülükle mücadele ediyoruz. Bu mücadele yürekle kazanılır. Artık birlik olmadan kazanamayacağımızı öğrenmeliyiz. Federasyon olarak bu alanda dönüşüm sürecindeyiz. Yeni dönem hedefimiz: Türk lobiciliğini kurumsal bir zemine oturtmak.
Efe Kılıç: Sizce bir federasyon başkanının en önemli niteliği nedir?
Gülay Aydemir: Cesaret. Ama sadece öne atılmak değil… Doğruyu yalnız da olsa savunabilmek. Yanlışa karşı dururken alkış beklememek. Gerektiğinde susmayı strateji olarak görebilmek. Ve en önemlisi; kendi çıkarını değil, toplumun hayrını öncelemek. Başkanlık yalnızca imza yetkisi değil; vicdan sorumluluğudur. Bunu içselleştirmeyen biri bu göreve talip olmamalıdır.


Efe Kılıç: Son olarak, bu gazete aracılığıyla Türk-Amerikan toplumuna ne mesaj vermek istersiniz?
Gülay Aydemir: Bu gazete sadece haber değil, bilinç kazandıran bir mecradır. Buradan tüm toplumumuza çağrımdır: Kargaşaya değil hukuka, söylentiye değil bilgiye, ayrışmaya değil birliğe sarılın. Çünkü biz birlikte oldukça hiçbir senaryo başarıya ulaşamaz. Ve son olarak; Federasyon halkındır. Halkın kalbi sustukça değil, attıkça bu yürüyüş devam eder!
17 Mayıs 2025 Cumartesi, saat 11:30’da New York Madison Avenue & 38th Street köşesinde buluşmak üzere… Sevgiyle kalın.