Dr. Semih Güngör
İlkses Gazetesi Yazarımız

Dr. Semih Güngör

Yazarın Köşe Yazıları

Ortopedideki Gelişmeler

Değerli Okurlar,
Son on yılda, Amerika Birleşik Devletleri’nde kas-iskelet sistemi alanındaki bilimsel gelişmeler, geleneksel cerrahi yöntemlerin çok ötesine geçmiştir. Önceleri diz protezi ya da omurga ameliyatı geçiren hastalar, aylar süren bir iyileşme süreci beklerdi. Günümüzde ise odak noktası, “daha küçük ya da hiç kesi olmadan, erken aktiviteye dönüş” prensibine dayanan kişiye özel ve hızlı toparlanmaya odaklı tedavi yaklaşımlarıdır. İşte ortopedik bakım alanındaki bazı dikkat çekici gelişmeler:
Yapay zeka destekli görüntüleme ve tanı sistemleri: yapay zekanın tıbbi görüntüleme alanına entegre edilmesi, röntgen ve MR görüntülerinin değerlendirilmesinde adeta devrim yaratmıştır. Bu sistemler, hastaya ait verileri hızla analiz ederek, lezyonları, kıkırdak incelmesini ve sinir basılarını otomatik olarak tespit edebilmektedir. Bu sayede hem tanı hataları azalmış, hem de tanı süreci hızlanmış, dolayısıyla hasta sonuçlarında iyileşmeler sağlanmıştır.
Cerrahi dışı ağrı tedavilerinde girişimsel yaklaşımları: günümüzde hastalar, disk kayması, spinal dar kanal sonucu sinir sıkışması ya da omurgadaki eklem kireçlenmesi gibi durumlarda ameliyata gitme eğiliminden uzaklaşmaktadır. Radyofrekans ablasyonu, sinir blokajı, eklem içi enjeksiyonlar ve hedeflenmiş ilaç uygulamaları gibi teknikler, ağrının etkin bir şekilde kontrolünü sağlamaktadır. Bu yöntemler, rehabilitasyon sürecinde hasta konforunu artırmakta ve cerrahi ihtiyacını azaltmaktadır.
Ortopedide biyolojik tedaviler (PRP ve kök hücre): trombositten zengin plazma (PRP) ve kök hücre tedavileri, ABD’de ortopedik hastalıkların tedavisinde ön plana çıkmaktadır. Özellikle bağ yırtıkları, kas zedelenmeleri ve kıkırdak hasarlarında cerrahiye alternatif olarak tercih edilen bu teknikler, hastanın kendi dokusundan elde edilen maddelerin enjeksiyon yoluyla uygulanmasıyla iyileşmeyi hızlandırmakta ve uzun vadeli rahatlama sağlamaktadır.
Minimal invaziv omurga ameliyatları: Omurga ameliyatı dendiğinde birçok kişinin aklına “açık cerrahi” gelse de, artık kapalı ve minimal kesili yöntemler yaygınlaşmıştır. Bu operasyonlar genellikle 1–2 cm’lik küçük kesilerle yapılmakta ve hastanın daha az ağrı ile daha hızlı iyileşmesini sağlamaktadır. Disk hernisi, spinal dar kanal, omurga füzyonu veya deformiteleri gibi pek çok durumda uygulanabilen bu yöntemler, kan kaybını azaltmakta ve hastanın aynı gün taburcu olmasına imkân tanımaktadır. Bu da özellikle çalışan bireyler için iyileşme süresini büyük ölçüde kısaltmaktadır.
Robot destekli cerrahi: Robotik sistemlerin cerrahiye dâhil edilmesi, cerrahların kontrol ve görüş alanını büyük ölçüde geliştirmiştir. Bu teknolojiler sayesinde ameliyatlarda isabet oranı ve hassasiyet artmış, hasta güvenliği önemli ölçüde iyileşmiştir.
Artırılmış ve sanal gerçeklik (AR/VR) Destekli Uygulamalar: Bu teknolojiler, cerrahi planlama, eğitim ve operasyon sırasında yönlendirme amacıyla kullanılmaktadır. Cerrahın anatomik yapıyı daha iyi kavramasını sağlar ve gerçek zamanlı geri bildirimle operasyonel hassasiyeti artırır.
Cerrahi navigasyon sistemleri (GPS teknolojisi): Diz ve kalça protezi, omuz artroplastisi ve omurga ameliyatlarında kullanılan bu sistemler, cerrahın karmaşık anatomilerde yönünü bulmasına yardımcı olur ve ameliyat sırasında gerçek zamanlı yönlendirme sağlar. Bu da cerrahi doğruluğu artırır ve komplikasyonları azaltır.
Bilgisayar destekli navigasyon ve görüntüleme: CT ve MR tabanlı sistemler, cerrahın operasyon esnasında kemik yapıları detaylıca görmesini sağlar. Aletlerin konumunu takip eder ve hassas müdahaleler için yol gösterir. Özellikle eklem protezleri, omurga cerrahisi ve kırık sabitleme işlemlerinde büyük avantaj sağlar.
3D baskı ile kişiye özel implant ve ortezler: 3D yazıcı teknolojisi artık mühendislikten tıbba taşındı. Hastanın anatomisine özel protez ve kemik parçaları üretilebilmekte, böylece daha konforlu ve etkili sonuçlar alınmaktadır. Bu teknoloji, tıbbın geleceğinde kişiselleştirilmiş çözümler sunan güçlü bir araç olarak öne çıkmaktadır.
Giyilebilir teknoloji ile rehabilitasyon takibi: ABD’deki birçok sağlık merkezinde hastalara, günlük hareketlerini, duruşlarını, adımlarını ve omurga hizalanmalarını izleyen sensörler verilmektedir. Bu sensörlerden gelen veriler doktorlara iletilir ve evde uygulanan fizik tedavi planları bu verilere göre kişiselleştirilir. Özellikle yaşlı bireylerde düşme riski önceden tespit edilerek önleyici adımlar atılır, hastane dışındaki yaşam kalitesi artırılır.
Bugün ortopedi, yalnızca kırık ve çıkık tedavi eden bir dal olmaktan çıkmış; teknolojiyle iç içe, hasta odaklı ve yenilikçi bir bilim alanına dönüşmüştür. Amerika’da yaşanan bu gelişmeler, Türk-Amerikan toplumu için de önemli fırsatlar barındırmaktadır. Doğru bilgiye ve uygun sağlık merkezlerine ulaşan her birey, daha hızlı, konforlu ve kalıcı çözümlerle buluşabilir.
Saygılarımla


Amerika’da Temel Sağlık Hizmetleri Üzerine…

Değerli Okuyucular,