Amerika’da Temel Sağlık Hizmetleri Üzerine…


  • Oluşturulma Tarihi : 21.05.2025 10:46
  • Güncelleme Tarihi : 21.05.2025 10:46

Değerli Okuyucular,

Bir hekim olarak Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşıyor ve çeşitli geçmişlerden gelen insanlarla çalışıyorum — hâlâ da çalışmaya devam ediyorum. Göçmen topluluklar sağlık konusuna benzer bir yaklaşıma sahip. Türk toplumu da bu durumun bir istisnası değil. Bu satırları yalnızca bir doktor olarak değil, yıllardır bu toplumla iç içe yaşamış biri olarak kaleme alıyorum.

Gözlemlerimi sizlerle paylaşmak isterim! Pek çok kişi sağlıkla ilgili kontrollerini erteleme eğiliminde. “Önümüzdeki ay giderim,” “Sigortam başlayınca bakarım,” ya da “Daha kötüleşirse doktora giderim,” gibi düşünceler, zaman kaybına yol açıyor. Ne yazık ki, tatillere, telefonlara, arabaya ya da eve yapılan harcamalar, sağlık harcamalarının önüne geçebiliyor.

Sık karşılaşılan yanlış bir düşünce de belirti olmadığı sürece doktora gitmeye gerek olmadığıdır. “Bir şey hissetmiyorum ki, neden doktora gideyim?” ya da “Gencim, bana bir şey olmaz,” gibi ifadeleri sıkça duyuyorum. Oysa tansiyonunu ya da kan şekerini hiç ölçtürmemiş, uyku apnesini sadece “horlama” sanan birçok hasta ile karşılaştım. Yüksek tansiyon, kolesterol, şeker hastalığı, mide-bağırsak sistemi ya da karaciğer sorunları gibi pek çok rahatsızlık, belirti vermeden ilerleyebilir. Belirtiler ortaya çıktığında ise, çoğu zaman geç kalınmış olur. Bu yüzden erken teşhis hayati önem taşır. Sağlık, yalnızca hasta olunduğunda değil, hastalanmamak için de takip edilmesi gereken bir durumdur. Erken tanı sadece hayat kurtarmaz, tedavi maliyetlerini azaltır ve iyileşme sürecini kolaylaştırır.

Kadın sağlığına yönelik jinekolojik muayeneler, birçok göçmen toplulukta hâlâ tabu olarak görülüyor. Bu nedenle, meme muayenesi ve smear testi gibi hayati taramalar yıllarca ertelenebiliyor. Utanma, zaman bulamama ya da maddi kaygılar, sağlık profesyonellerinden uzak durmaya neden olabiliyor. Bu gecikmeler ise daha ciddi sağlık sorunlarına zemin hazırlıyor.

Yaşlı bireylerimiz çoğu zaman sessizce acı çekiyor. Bazıları yerel dili konuşamıyor, bazıları ise çocuklarını rahatsız etmek istemediği için şikâyetlerini dile getirmiyor. Hastaneye gittiklerinde şikâyetlerini anlatmalarına yardımcı olacak kimseleri olmayabiliyor ve Türkçe konuşan doktor sayısı oldukça az. Sağlık sistemi karmaşık olduğu için, pek çok yaşlı birey yardım istemekten çekiniyor ve şikâyetlerini içlerine atarak ancak işler kötüye gittiğinde doktora başvuruyorlar.

Ruh sağlığı da genellikle konuşulmayan bir başka konu. Stres, kaygı, yalnızlık ve depresyon gibi sorunlar, toplumumuzda var olan ancak çoğu zaman görmezden gelinen ciddi problemler. Ruh sağlığı uzmanından yardım almak bazı kişilerce hâlâ “ayıp” olarak görülüyor. Oysa göç, maddi sıkıntılar, yalnızlık ve kültürel çatışmalar gibi zorluklar, insanın ruh sağlığını fazlasıyla etkileyebilir. Ruh sağlığı, fiziksel sağlık kadar önemlidir.
Bir ağrı tedavi uzmanı olarak en çok gözlemlediğim şeylerden biri de insanların ağrıyı hayatlarının bir parçası olarak kabullenmeleridir. Klinikte yüzlerce hastayla çalışırken, kimisinin ayakta zor durduğunu, boynunu çeviremediğini, sandalyeden kalkamadığını gördüm. Neredeyse hepsinin ortak sözü şuydu: “Ağrıyla yaşamayı öğrendim.” Oysa ağrı, dayanılması gereken bir şey değil, vücudun yardım çağrısıdır.
Sırt ağrısıyla yıllarca doktora gitmeyen, geceleri uyuyamayan, “Bilgisayar kullandım, kolum uyuştu” diye geçiştiren çok sayıda insan var. Ancak bu belirtiler, bel fıtığı, sinir sıkışması, iltihap ya da eklem hastalıkları gibi ciddi rahatsızlıkların habercisi olabilir. Sevindirici olan şu ki bu problemlerin büyük bir kısmı tedavi edilebilir. Egzersiz, fizik tedavi ve bazı ilaçlarla, hatta ameliyatsız çözümlerle ağrılar azaltılabilir ya da tamamen ortadan kaldırılabilir. İğne tedavileri, sinir blokları ya da diğer minimal girişimsel yöntemlerle yaşam kalitesi ciddi şekilde artırılabilir.
Ve tüm bunlar, tek bir adımla başlar. Doktora gitmek ve şikâyetinizi dile getirmek.

Bu köşede sizleri bilgilendirmek ve cesaretlendirmek istiyorum. Doktora gitmekten, soru sormaktan, bilgi istemekten çekinmeyin. Amerika’daki sağlık sistemi karmaşık görünebilir ama bilinçli ve özgüvenli olduğunuzda, bu sistemi yönetmek çok daha kolay hale gelir.
Herkesin bilmesi gereken çok önemli bir konu da şudur! Amerika’da ücretsiz ya da çok düşük ücretli sağlık hizmeti sunan klinikler ve merkezler mevcuttur.

İşte birkaç örnek:
• Federally Qualified Health Centers (FQHC): Sigortanız olmasa bile başvuru yapabilirsiniz.
• Community Health Clinics (Toplum Sağlığı Klinikleri): Çoğu gönüllü hizmet verir, ücretsiz muayene sağlar.
• Urgent Care Centers (Acil Olmayan Sağlık Merkezleri): Bazı eyaletlerde uygun fiyatlarla hizmet sunar.
• Planned Parenthood: Kadın sağlığı, doğum kontrolü ve kanser taramaları alanında destek verir.
• Yerel Sağlık Daireleri: Aşılar, testler ve çocuk gelişimi kontrolleri gibi hizmetleri ücretsiz sunar.

Bu merkezlere gitmek için ABD vatandaşı olmanız gerekmez. Hatta bazı eyaletlerde göçmenlik statünüz, temel sağlık hizmetlerine ulaşmanızı engellemez. Önemli olan, nereye başvuracağınızı bilmek ve yardım istemekten çekinmemektir.
Saygılarımla.

Amerika’da Temel Sağlık Hizmetleri Üzerine…
Dr. Semih Güngör
Yazarımız Kim ?

Dr. Semih Güngör