. Yaşlılığa Bağlı Hastalıklar - Dr. Semih Güngör

Yaşlılığa Bağlı Hastalıklar


  • Oluşturulma Tarihi : 20.07.2025 12:33
  • Güncelleme Tarihi : 20.07.2025 12:33

Değerli Okuyucular,

Amerika’daki göçmen toplumda, özellikle 40 yaş sonrası bireylerde en sık karşılaştığım yakınmalardan biri diz, kalça ve bel ağrılarıdır. Toplumda bu durum sıklıkla “yaşlılığa bağlı” şeklinde değerlendirilse de, bu yaklaşım eksiktir. Çünkü ağrı, çoğu zaman yaşla değil, mekanik yüklenme, kas dengesizliği, eklem dejenerasyonu ve inflamatuar süreçlerle ilişkilidir.

Pek çok kişi benzer yakınmaları dile getiriyor: “Dizim merdiven çıkarken kilitleniyor, çatır çatır ses geliyor, sabahları kalkmakta zorlanıyorum ve dizim tutmuyor.” Aynı şekilde, “Sabah yataktan kalkınca belimi doğrultamıyorum, belim tutuluyor. Yürürken ağrıyor, otururken de rahat edemiyorum” diyenlerin sayısı oldukça fazla. Bazıları ise “Kalçam ağrıyor ama doktora gitmeye çekiniyorum” diyerek şikayetlerini ertelemeyi tercih ediyor.

Bu cümleler, sadece birer yakınma değil, aslında vücudunuzun size verdiği çok değerli tedavi edilebilir bir uyarılardır. Ve iyi haber şu Bu uyarılar zamanında dikkate alınırsa, büyük sorunlara dönüşmeden çözülebilir.

Diz ağrıları, basit bir sancı değil, yıpranmanın habercisidir. Diz ağrısının en sık nedeni tıbbi olarak gonartroz, yani diz kireçlenmesidir. Bu, dizdeki kıkırdağın zamanla incelmesi ve altındaki kemiğin açığa çıkması anlamına gelir. Bu durumda yürürken, özellikle de merdiven inip çıkarken dizinizden ses gelebilir, ağrınız artabilir.

Bir diğer yaygın durum ise patellofemoral ağrı sendromudur. Bu, daha çok diz kapağının arkasındaki kıkırdağın düzensiz baskıya maruz kalmasıyla oluşur ve uzun süre oturanlarda ya da çömelerek çalışanlarda sık görülür. İlk aşamada buz uygulaması, hafif ağrı kesiciler ve kuadriseps kasını güçlendiren egzersizler faydalı olurken, ortopedik tabanlıklar ve dizlikler de destek sağlayabilir. Eğer durum ilerlemişse, PRP (platelet rich plasma) veya hyalüronik asit enjeksiyonları diz içi sıvının kalitesini artırarak ağrıyı azaltabilir.

Kalça ağrısı, yürürken kasığa yayılan ağrılar ciddiye alınmalı. Kalça ekleminde ağrı varsa ve bu ağrı kasık bölgesine doğru yayılıyorsa, bu büyük ihtimalle koksartroz, yani kalça kireçlenmesidir. Genellikle sabahları tutukluk, uzun yürüyüşlerde zorlanma ve bacağın yana doğru açılmasında ağrı ile kendini belli eder. Kalça ağrısının bir diğer kaynağı ise, bel kemiği ile leğen kemiği arasındaki küçük ama önemli bağlantı olan sakroiliak eklemdir. Bu bölgede meydana gelen zorlanmalar, özellikle uzun süre oturanlarda ya da ani hareket edenlerde kalçanın arka tarafında ağrıya neden olur. Tedavide erken dönemde kilo kontrolü, su içi egzersizler ve fizik tedavi önerilirken, ilerlemiş koksartrozda Amerika’da uygulanan robotik destekli kalça protezleri yüksek başarı oranları sağlamaktadır. Sakroiliak kaynaklı ağrılarda ise enjeksiyon tedavileri ve manuel terapi yöntemleri etkili olmaktadır.

Belde görülen ağrıların altında çoğunlukla disk herniasyonu (bel fıtığı) ya da spinal stenoz (omurilik kanal daralması) bulunur ve bu durum yalnızca belde değil, bacaklara vuran ağrı, uyuşma ve güçsüzlükle de kendini gösterebilir. Özellikle uzun süre oturan, ağır yük kaldıran ya da yanlış pozisyonda çalışan kişilerde sıkça görülür. Sinir basısına dönüşmeden müdahale edilmesi gereken bu durumun tedavisinde, Amerika’da uygulanabilen yöntemler arasında fizik tedavi, kas güçlendirici egzersizler ve duruş düzeltme tekniklerini içeren konservatif yaklaşımlar, hastanede yatış süresini azaltan gelişmiş kliniklerde uygulanan minimal invaziv mikrocerrahi yöntemleri; ve sinir köküne olan baskıyı azaltmak amacıyla yapılan kortizon içeren spinal enjeksiyonlar yer alır. Gündelik hayatınızda ise alınabilecek bazı etkili önlemler vardır. Uzun süreli oturmaktan kaçınmak için her 45 dakikada bir ayağa kalkın. Dizlerinizi korumak adına çömelmek yerine eğilirken dizlerinizi düz tutun. Çok yumuşak yataklar yerine orta sertlikte destekli ortopedik yataklar tercih edin. Günde en az 2 litre su tüketin çünkü kıkırdaklar doğrudan sudan beslenir. Otururken sırtınıza küçük bir yastık koyarak omurganızı destekleyin. Her gün en az 30 dakikalık hafif tempolu yürüyüş yaparak eklemlerin paslanmasını önleyin. Diz üstüne oturmak ve çömelmekten kaçının çünkü bu hareketler dizleri yıpratır. Fazla kilonuz varsa, dizlerinize 3-4 katı yük bindiğini unutmayın ve mutlaka kontrollü beslenin. Otururken kalça, diz ve ayak bileği açısının 90 derece olmasına dikkat edin ve belinizi destekleyin. Yumuşak tabanlı ve anatomik destekli ayakkabılar tercih ederek diz ve kalçayı koruyun. Yastıksız yatmayın, boyun ve bel omurlarının doğal eğriliğini destekleyen ortopedik yastık kullanın. Yokuş aşağı koşmaktan kaçının, merdiven çıkabilirsiniz ama merdiven inmek dizlere en çok zarar veren harekettir.

Yeni nesil tıbbi yöntemler arasında Amerika’da uygulanan modern tedaviler önemli avantajlar sunmaktadır. PRP ve kök hücre enjeksiyonları gibi doğal kökenli uygulamalar diz veya kalça eklemlerindeki dokuların onarılmasına yardımcı olurken, milimetrik doğrulukla gerçekleştirilen robotik cerrahiler sayesinde protez ameliyatlarında daha kısa iyileşme süreleri elde edilmektedir. Özellikle bel ve diz kaslarını hedef alan fizik tedavi robotları ve akıllı egzersiz sistemleri, tedaviyi daha etkili ve kişiye özel hale getirir. Ayrıca, Amerika’daki bazı klinikler sigortasız hastalar için ödeme planları da sunarak “ben doktora gidemem” diyenler için çözüm yolları sağlamaktadır. Sonuç olarak ağrılar, vücudun verdiği önemli uyarı sinyalleridir. Diz, kalça ve bel ağrılarınızı görmezden gelmek yerine, bunları yaşam kalitenizi düşürmeden önce fark edip ciddiye almak gerekir. Çünkü bu sinyalleri erken fark etmek, ilerideki yaşam kalitenizi belirleyecek en önemli adımlardan biridir ve doğru bilgi, zamanında teşhis ve uygun tedaviyle yeniden ağrısız bir hayata adım atmak mümkündür.

Sağlıklı günlerde buluşmak dileğiyle.

 

Yaşlılığa Bağlı Hastalıklar
Dr. Semih Güngör
Yazarımız Kim ?

Dr. Semih Güngör

Dr. Semih Güngör, anesteziyoloji ve ağrı tedavisi alanlarında board sertifikasına sahiptir. 2001 yılından bu yana ağrı yönetimi üzerine uzmanlaşmış olup, 2008 yılından beri HSS'te görev yapmaktadır. Dr. Güngör, Cornell Üniversitesi Weill Tıp Fakültesi’nde öğretim üyesidir. Her hastanın durumunun benzersiz olduğuna inanan Dr. Güngör, ağrı odaklı en yüksek kalitede tıbbi bakım ile kapsamlı bir değerlendirme yapılması gerektiğini savunmaktadır.

Dr. Güngör, hastalıkların doğru teşhis ve tedavisi için en yeni ve ileri düzey tanı teknolojilerini; kişiye özel tıbbi, fizik tedavi, psikolojik ve girişimsel tedavi yöntemleriyle birleştirmektedir. Zamanında, etkili ve kapsamlı bir bakım sunarak Dr. Güngör’ün hedefi, hastaların ağrılarını hafifletmek, yaşam kalitesini artırmak ve en üst düzeyde işlevselliğe ulaşmalarını sağlamaktır.

https://www.hss.edu/profiles/doctors/semih-gungor

https://www.linkedin.com/in/semih-gungor-md-4012861/

https://www.instagram.com/semihgungormd/

https://www.facebook.com/SemihGungorPainManagement/

https://www.facebook.com/semih.gungor.7796/

Semih Gungor, MD. Division of Pain Medicine Hospital for Special Surgery Assistant Professor of Anesthesiology Weill Medical College of Cornell University 
535 East 70th Street New York, NY 10021 
Phone 212 774 2176 
Fax 646 797 8595 www.hss.edu