Amerika’da Göçmen Olmak


  • Oluşturulma Tarihi : 16.06.2025 12:21
  • Güncelleme Tarihi : 16.06.2025 12:21

Sevgili Türkses okurları,

Amerika yollarına düşen her göçmenin, bir umutla çıktığı bu yolculukta anlatacak bir hikayesi mutlaka oluyor. Kimi ilk günden itibaren yeni hayatına sarılıyor, kimi yıllar sonra cesaret buluyor. İşte bu köşede, her biri gerçek, her biri içimizi ısıtan vatandaşlık hikayeleriyle buluşulacak. Dile kolay… Bazen bir kelime, bazen bir bakış, bazen de sadece yanında biri olduğunu bilmek yetiyor.

Uzun yıllardır göçmenlik alanında tercümanlık yapıyorum. Bu süreçte binlerce insanın umutlarına, heyecanlarına ve kimi zaman da korkularına ortak oldum. Amerikan yasalarına göre, belirli bir yaşın üzerinde olan ya da fiziksel/psikolojik engeli bulunan Green Card sahipleri, vatandaşlık sınavına tercüman eşliğinde girebiliyorlar. Ben de işte bu noktada devreye giriyorum. Yıllar içinde birçoğuna sadece çevirmen değil, aynı zamanda moral kaynağı, çalışma arkadaşı ve bazen de sırdaşı oldum.

Bir gün okuma yazma bilmeyen bir hanımefendiye vatandaşlık sorularını ezberlettim. WhatsApp üzerinden her gün sesli çalıştık. “Sen olmadan geçemem,” dedi. Sınav günü Long Island’ın ucundaki göçmenlik ofisine gittik. Memur önce içeri girmeme izin vermedi. Ancak hanımefendinin “kulakları az duyuyor, dudak okuyabiliyor” dediğini aktarınca ikna oldu. Kadıncağız, o moralle sınavı geçti. Hâlâ beni arar, her seferinde dua eder.

Bir başka gün, çok az çalışmış bir beyefendiyle sınava girdik. Memur oldukça anlayışlıydı. Adam sınav sırasında bana fısıldadı, “Geçirirse çıkışta öpeceğim.” Memur “Ne dedi?” diye sordu. Söyleyince ikimiz de gülümsedik. Sınavdan çıkarken memur arkamızdan seslendi, “Hani beni öpecekti?” Gerçekten de beyefendi gülerek döndü ve memuru yanaklarından öptü. Bu anıyı her hatırladığımda hâlâ gülümserim.

Bir de Ohio’dan iki eltinin hikayesi var. İkisi de birbirini geçmek istercesine vatandaşlığa hazırlanıyordu. Biri süreçte doğum yaptı, diğeri Türkiye’de babasını kaybetti. Her birine özel İngilizce konuşmalar hazırladım. Sınav sırasında memurların biri bile soru sormadı, ikisini de direkt vatandaş yaptı. Bugün hâlâ ararlar, hâlâ minnetle bahsederler.

Vatandaşlık, sadece bir statü değişikliği değil, aidiyetin, güvenin ve söz hakkının resmi karşılığıdır. Özellikle Green Card sahibi olan herkesin bu adımı atması, hem kendi geleceği hem de toplumun gücü açısından büyük önem taşıyor.

Amerikan vatandaşlığı, oy verme hakkını beraberinde getirir. Oy kullanmak, sadece bir tercih belirtmek değil, bulunduğun toplumu şekillendirmeye katkı sunmaktır. Türk-Amerikan toplumu olarak sayımız her geçen gün artsa da sandığa gidenlerin sayısı, ne yazık ki aynı hızla artmıyor.

Oysa ki birlikte oy kullandıkça, birlikte daha çok duyuluruz. Eğitimden göçmenlik yasalarına, yerel kaynaklardan toplumsal desteklere kadar pek çok alanda daha güçlü temsil ediliriz. Bu nedenle vatandaşlık hakkını elde eden herkesin, oy sandığına da mutlaka sahip çıkması gerekir.

Yıllar içinde binlerce kişiye sınav yolunda eşlik edildi. Kimi ilk soruda tedirgin oldu, kimi kahkahayla salondan çıktı. Ama her biri, bu yolculuğun sonunda başardığını hissetti. Çünkü bir yerlerde birinin desteği, sabrı ve inancı vardı. Ve ne güzeldir ki bu başarı, yalnızca bireysel değil, toplumsal bir kazanım olarak yankılandı.

Sevgiyle, dostlukla ve umutla… 
Yeni hikayelerde yeniden buluşmak dileğiyle.

Amerika’da Göçmen Olmak
Nurhayat Kınay
Yazarımız Kim ?

Nurhayat Kınay