. Diasporanın Yol Haritası - Melih Göğebakan 

Diasporanın Yol Haritası


  • Oluşturulma Tarihi : 20.08.2025 09:59
  • Güncelleme Tarihi : 20.08.2025 09:59

Değerli Dostlar,

Güney Kafkasya’nın Yeni Eşiği,  Türkiye–Azerbaycan Dengesi, Washington’un Okuması ve Diasporanın Yol Haritası

Son Erdoğan–Aliyev görüşmesi, Ankara–Bakü hattındaki stratejik eşgüdümü tazeledi. Bu tablo, Washington’da “bölgesel istikrar ve ekonomik entegrasyon” başlıklarını yeniden öne çıkarırken, Türk-Amerikan toplumu için de yeni bir fırsat penceresi açıyor. Siyaset-üstü, kurumsal bir akıl, bugün her zamankinden değerli.

Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişki, sadece “iki devlet, tek millet” sloganından ibaret değil. Enerji, lojistik, savunma, ticaret ve kamu diplomasisine uzanan geniş bir koordinasyon haritası var. Son liderler buluşması, bu koordinasyonun istikrar ve öngörülebilirlik mesajını yineledi. Ankara–Bakü hattının güven veren bu dili, Kafkasya’daki normalleşme kanallarını beslerken, Türkiye’nin bölgesel düzen kurucu rolüne de tutarlı bir çerçeve sunuyor.

Bu çerçeve, Washington’da da “ekonomik bağlar barışı güçlendirir” yaklaşımıyla okunuyor. Ulaştırma koridorları, enerji hatları ve ticaret kapasiteleri masadayken, diplomasi ile piyasanın dili aynı yönde akıyor. ABD’de dış politika tartışmaları dönem dönem lider isimler etrafında şekillense de, kurumsal süreklilik belirleyici olmaya devam ediyor. Türkiye’nin Kafkasya’daki yapıcı rolü, enerji güvenliği, tedarik zincirleri ve bölgesel istikrar başlıklarıyla birlikte değerlendiriliyor. Bu nedenle Türk-Amerikan ilişkilerinde en kalıcı sonuçları, kişilere indirgenmeyen, kurumlar arası işleyen başlıklar üretiyor.

Bu noktada köprü rolünde olan diaspora, gündemi partiler-üstü bir yerden okumalı. Hangi yönetim olursa olsun, Türkiye’nin bölgesel istikrar ve ekonomik entegrasyona katkısı, Washington’da hızlı karşılık buluyor. Doğru anlatım ve doğru zemin, kilit faktör.

 Kafkasya’da barış ve normalleşme süreci derinleştikçe enerji taşımacılığı, ulaştırma koridorları, gümrük kolaylıkları ve yeşil dönüşüm projeleri öne çıkıyor. Bu hatların güçlenmesi, Türkiye’yi doğal bir merkez ülke yapıyor. Merkez ülke rolü ne kadar görünür ve kurumsal güvencelere bağlanmışsa, hem Ankara–Bakü hattı hem de bölge ülkeleri için kazan-kazan alanı büyüyor.

Washington ise bu resmi, istikrar, yatırım ve rekabetçi pazar başlıklarıyla ilişkilendiriyor. Bu yüzden Türk-Amerikan toplumu lobi, düşünce kuruluşu ve iş dünyası kanallarında bu hikayeyi veri, harita ve somut vizyonla anlatmalı. Amaçlarından biri, toplumun hayrına olan fikri çerçeveyi saygılı ve yapıcı bir dille tarif etmek. 

Burada iki hassasiyet kritik:

 Kişilere indirgemeden konuşmak: Liderlerin arası zaman zaman yakın olur, bazen de gerilir. Ama kalıcı olan, ülkeler arasındaki kurumlar ve ortak çıkarları üzerine kurulan işbirliğidir. Bu yüzden yazarken ya da konuşurken kimseyi karşı tarafa koymadan, ortak faydayı vurgulamak gerekir.

 Siyasetin üstünde durmak: Türk-Amerikan toplumu için güç, sadece bir partiye veya bir başkana bağlı kalmaktan değil, değişen siyasi iklimlere uyum sağlayabilmekten gelir. Nesnel, yapıcı ve çözüm odaklı bir dil, her koşulda toplumun sesini güçlü kılar.

Bu sebeple, son görüşmeyi “Türkiye’nin istikrar üretme kapasitesinin teyidi” olarak okumak söylemi çatışma yerine eşgüdüm ve süreklilik hattında tutmak en doğru tercih.

1. Partiler-üstü köprü: Her yönetimle çalışabilen, kurumsal hafızaya dayalı bir temas ağı.

2. Veriyle konuşmak: Enerji, lojistik ve ticaret projelerini haritalar, rakamlar ve fizibilitelerle anlatmak.

3. Düşünce kuruluşu diplomasisi: Washington’da “Türkiye’nin bölgesel istikrar katkısı” başlığına odaklı politika notları.

4. Gençlik kanalı: Staj, yerel meclis deneyimi ve kamu yönetimi programlarıyla ikinci kuşağı karar süreçlerine taşımak.

5. İş dünyası konsorsiyumu: Türkiye–ABD–Azerbaycan eksenindeki firmaları görünür başarı hikayeleri etrafında buluşturmak.

6. İnsani temas: Eğitim, burs ve sağlık projeleriyle toplumsal iyi niyeti kurumsallaştırmak.

7. Medya dili: Kutup üretmeyen, çözüm önerisi taşıyan, sakin ve kanıta dayalı bir üslup.

Bölgesel süreçler inişli çıkışlıdır. Aşırı romantizm, sorunları görmezden gelmeye reaksiyoner dil ise köprüleri zayıflatmaya yol açar. Sağlam duruş, sabır + yöntem + kurum üçlüsünde saklıdır. Bu yüzden odak anlık polemikler değil, uzun vadeli çıkarların kurumsal güvenceye bağlanması olmalı.

Erdoğan–Aliyev buluşması, Türkiye–Azerbaycan hattında devamlılık ve koordinasyonun altını çizdi. Bu sinyal, Washington’da da karşılığını bulan bir çerçeveye işaret ediyor: Bölgesel istikrar, ekonomik entegrasyon ve güvenilir ortaklık. Türk-Amerikan toplumu için bu, siyasetin üstünde saygın, veriye dayalı ve kurumsal bir anlatı kurmak demektir.Köprünün taşıyıcıları duygulardan çok mekanizmalardır. Doğru mekanizmalar kurulduğunda, isimler değişse de kazanımlar kalıcı olur. Bugün yapılması gereken dilde itidal, zeminde gerçekçilik ve gündemde ortak çıkarların özenle işlenmesidir.

Diasporanın Yol Haritası
Melih Göğebakan 
Yazarımız Kim ?

Melih Göğebakan